LA ROSE NOIRE
KARAGÜL
Naside ÇETINER
Il était une fois un pays très lointain où il faisait toujours chaud.
Dans l’une des villes de ce pays il y avait une immense roseraie. Là, elle s'appelait "Gulistan"
Il y avait des roses de toutes les couleurs : des blanches, des rouges, des roses, des mauves …
Leur beauté était légendaire.
Bir varmış bir yokmuş ,çok uzaklarda güneşin sımsıcak ısıttığı bir ülke varmış.
Ülkenin en sıcak kasabalarının birinde içinde binlerce gül çeşidinin olduğu bir gül bahçesi varmış. Herkes oraya” Gülistan” dermiş.
Güllerin güzelliği dillere destanmış.
Sarı gül, beyaz gül, kırmızı gül, pembe gül, mor gül…
Dans l’une des villes de ce pays il y avait une immense roseraie. Là, elle s'appelait "Gulistan"
Il y avait des roses de toutes les couleurs : des blanches, des rouges, des roses, des mauves …
Leur beauté était légendaire.
Bir varmış bir yokmuş ,çok uzaklarda güneşin sımsıcak ısıttığı bir ülke varmış.
Ülkenin en sıcak kasabalarının birinde içinde binlerce gül çeşidinin olduğu bir gül bahçesi varmış. Herkes oraya” Gülistan” dermiş.
Güllerin güzelliği dillere destanmış.
Sarı gül, beyaz gül, kırmızı gül, pembe gül, mor gül…
Loading...
Loading...
Extrait musical : "Gulpembe" de Baris MançoLoading...
Les visiteurs de cette roseraie étaient tellement impressionnés, qu’ils donnaient à leurs filles le nom de ces roses. Par exemple, "Gülistan" signifiait « belle comme toutes les roses ».Si le bébé naissait tout blanc, on l’appelait « Gülbeyaz » (Roseblanche), s’il était malingre on l’appelait « Gülendam » (Rose fragile). S‘il naissait avec un grain de beauté sur le visage, on l’appelait « Gülben » (Rose à grain de beauté).
Si sa bouche était aussi belle qu’une rose, on l’appelait « Gülfem », si le bébé était petit comme un bouton de rose, on l’appelait « Gülgonca ».
La liste était interminable …
Gelen ziyaretçiler bu güllerden o kadar çok etkilenirmiş ki doğan kız çocuklarına bu güllerin adını verirlermiş.
Gül bahçesi anlamına gelen Gülistan, eğer bebek doğuştan bembeyaz ise Gülbeyaz, gül gibi narin bir bebekse Gülendam,bebek yüzünde ben ile doğmuşsa Gülben, dudakları güle benziyorsa Gülfem, bebek çok küçük doğmuşssa Goncagül adı verilir ve liste uzaar gidermiş…
Extrait musical : "Gulpembe" de Baris Manço
Les habitants de cette ville aux noms inspirés des roses, rencontrèrent un jour une situation inattendue.
Un matin, le vieux jardinier de la roseraie avait commencé à s’occuper de roses comme d’habitude, avant le lever du soleil. Comme un jeune rosier avait été planté au milieu du jardin l’année précédente, le vieux jardinier était impatient de voir quelle serait sa couleur.
Güllerden ilham alan bu insanlar bir gün hiç
beklemedikleri bir durumla karşılaşırlar.
Gülistanın yaşlı bahçıvanı her zamanki gibi güllerin bakımını sabah güneş doğmadan yaparmış.
Bahçenin tam orta yerine, geçen yıl ekilen bir gül fidesinin, bu yıl açacağını farkeden bahçıvan ne renk olacağını da sabırsızlıkla beklerken bir sabah güneş sanki gülfidanının üzerine olanca ışığını yolluyor gibiydi.
Un matin, le vieux jardinier de la roseraie avait commencé à s’occuper de roses comme d’habitude, avant le lever du soleil. Comme un jeune rosier avait été planté au milieu du jardin l’année précédente, le vieux jardinier était impatient de voir quelle serait sa couleur.
Güllerden ilham alan bu insanlar bir gün hiç
beklemedikleri bir durumla karşılaşırlar.
Gülistanın yaşlı bahçıvanı her zamanki gibi güllerin bakımını sabah güneş doğmadan yaparmış.
Bahçenin tam orta yerine, geçen yıl ekilen bir gül fidesinin, bu yıl açacağını farkeden bahçıvan ne renk olacağını da sabırsızlıkla beklerken bir sabah güneş sanki gülfidanının üzerine olanca ışığını yolluyor gibiydi.
Extrait musical : "Les roses blanches" de Berthe Sylva
Ce matin-là, comme d’habitude, il faisait extrêmement chaud. Les autres roses s’interrogeaient, elles aussi, sur la couleur de ce petit rosier.
La Rose Rouge disait : « Oh ! Je m’ennuie, toute seule. Si seulement la nouvelle rose était pourpre comme moi pour fasciner les amoureux !
- Tu ne peux pas dire ça. Elle sera de couleur rose à coup sûr. C’est la couleur préférée des jeunes comme moi et des enfants, dit la Rose Rose.
-Non, elle sera blanche comme moi. Car elle sera le symbole de la pureté et de la propreté, dit la Rose Blanche.
-Absolument pas ! Ce sera un petit rosier coloré comme nous, il épousera les murs des maisons et décorera les balcons, dirent à l’unisson toutes les roses minuscules des rosiers grimpants. »
Le petit rosier était en boutons et tout le monde attendait donc avec impatience le jour où il fleurirait.
Hava her zamankinden daha sıcaktı.Diğer gül ağaçları bu fidanın rengini merak ederken içlerinden bazıları dayanamayıp Kırmızı gül;
« OOfff sıkıldım !Ne renk açacak merak ediyorum.Mutlaka benim gibi kıpkırmızı ,aşıkları kendine hayran bırakacak bir renk olacak,tıpkı benim gibi” der kibirli Kırmızı Gül.
PembeGül; «Orası belli olmaz ,kesin pembe olacak benim gibi, gençlerin, çocukların en sevdiği renk olacak » der.
Söze katılan Beyaz Gül :-« Benim gibi bembeyaz olacak saflığın,temizliğin sembolü olacak « der .
Gülçeler hep bir ağızdan :-« Bizim gibi küçük rengarek bir gül olacak.Evlerin kapılarına sarılıp, balkonları süsleyecek »
Tomurcuk halindeki küçük fidan nedense bir türlü açılmamış.
Herkes O’nun açacağı günü sabırsızlıkla bekliyormuş.
La Rose Rouge disait : « Oh ! Je m’ennuie, toute seule. Si seulement la nouvelle rose était pourpre comme moi pour fasciner les amoureux !
- Tu ne peux pas dire ça. Elle sera de couleur rose à coup sûr. C’est la couleur préférée des jeunes comme moi et des enfants, dit la Rose Rose.
-Non, elle sera blanche comme moi. Car elle sera le symbole de la pureté et de la propreté, dit la Rose Blanche.
-Absolument pas ! Ce sera un petit rosier coloré comme nous, il épousera les murs des maisons et décorera les balcons, dirent à l’unisson toutes les roses minuscules des rosiers grimpants. »
Le petit rosier était en boutons et tout le monde attendait donc avec impatience le jour où il fleurirait.
Hava her zamankinden daha sıcaktı.Diğer gül ağaçları bu fidanın rengini merak ederken içlerinden bazıları dayanamayıp Kırmızı gül;
« OOfff sıkıldım !Ne renk açacak merak ediyorum.Mutlaka benim gibi kıpkırmızı ,aşıkları kendine hayran bırakacak bir renk olacak,tıpkı benim gibi” der kibirli Kırmızı Gül.
PembeGül; «Orası belli olmaz ,kesin pembe olacak benim gibi, gençlerin, çocukların en sevdiği renk olacak » der.
Söze katılan Beyaz Gül :-« Benim gibi bembeyaz olacak saflığın,temizliğin sembolü olacak « der .
Gülçeler hep bir ağızdan :-« Bizim gibi küçük rengarek bir gül olacak.Evlerin kapılarına sarılıp, balkonları süsleyecek »
Tomurcuk halindeki küçük fidan nedense bir türlü açılmamış.
Herkes O’nun açacağı günü sabırsızlıkla bekliyormuş.