"Su Olmasaydı" Tasarrufla Aydınlık Geleceğe Projesi Ortak Ürünü

sizler için Proje öğrencilerimiz "su olmasaydı" konulu bir hikaye yazıp seslendirdiler. keyifle okumanızı ve dinlemenizi dileriz.

Hazırlayan: Şeyma Baycan
29 Ekim İlkokulu
Kadıköy/ İstanbul

Bu e-kitabın tüm hakkı Tasarrufla Aydınlık Geleceğe proje üyelerine ve öğrencilerine aittir.

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde uzak ülkelerin birisinde Keloğlan diye birisi yaşarmış .Keloğlan bir gün kurumuş derenin yanından geçerken suyun tüm canlılar için ne kadar önemli olduğu aklına gelmiş. Su olmazsa hayat durur, insanlar susuz kalır, ağaçlar büyüyemez, meyve vermez, denizler olmaz balıklar yaşayamaz diye düşüne düşüne giderken, bol su kaynaklarını sahip yeşillikler içinde kuşların cıvıldadığı güzel bir köye varmış.

Tahir Yorulmaz – Cengiz Topel İlkokulu Kepez/ Antalya
Öğrenci Kübra A.

Keloğlan bu köyü çok seviyormuş çünkü bu köyden geçen dereler, Kaf Dağı'nın eteklerinden çıkan pınarlar varmış. Suları aşırı lezzetliymiş ve suyun şifalı olduğuna inanılıyormuş. Farklı birçok köyden bu köyün su kaynaklarını kullanmak için gelenler oluyormuş. En çok su isteyen tahıllar istenildiği gibi yetiştirilebiliyormuş. Köylü sudan yana çok şanslıymış ama bunun farkında değillermiş. Köylüler hep böyle su bolluğu ile yaşayacaklarına inanıyorlarmış. Gel zaman git zaman düzen değişmeye başlamış. Bir gün köyün en bilge kişisi bilge dede bahçesinin önünde oturuyormuş .Köylülerin ona doğru geldiğini görmüş.

Emsal Sürmeli 700. Yıl Osmangazi Ortaokulu Küçükçekmece/ İstanbul
Öğrenci Nisanur K.

Bilge dedenin etrafını saran köylüler suların kesildiğini çeşmelerden bir damla bile su akmadığını endişe içinde Bilge dedeye anlatmışlar. Bilge dede düşünceli bakışlarla onları dinlemiş. Halbuki eskiden su bol diye tarlaları bol bol su kullanarak sularlarmış. Köyün çeşmesi gürül gürül de ne güzel akarmış. Etrafında kuşlar su içer suyun içine bata çıka oyunlar oynarmış. Evlerde bol bol su tüketilir ,uzun süren banyolar yapılır, bulaşıklar çamaşırlar bol su altında pırıl pırıl olana kadar yıkanırmış. Evlerin önünde herkesin kendine ait yüzme havuzları varmış ve bu havuzların suyu hep çeşme suları ile doldurulur en kısa sürede de sık sık değiştirilirmiş. Her şey o kadar güzelmiş ki insanlar su ve bolluk içinde mutlu mesut suyu israf ettiğinden habersiz keyifle yaşarmış. Keloğlan Bilge dedenin düşünce içinde daldığını görünce ''Bilge dede, Bilge dede'' diye seslenip onu bu düşüncelerden uyandırmış.

Figen Demirel Şehit Emre Tunca İlkokulu Çubuk Ankara
Öğrenci Ali Kayra D.

'Bilge dede nerelere dalıp gittin, biz ne yaparsak eski bol sulu günlerimize döneriz' demiş Keloğlan. Bilge dede başlamış anlatmaya. Doğanın değişimine zarar verici maddeler kullanmamalıyız. Sularımızı israf etmemeliyiz, meyve ve sebzelerimizi bir kapta yıkayıp o kaptaki suyu ağaçlarımıza dökelim. Aklımızı kullanarak suyu israf yapmadan kullanırsak sularımız azalmamış olur. Eğer ki ellerimiz yıkarken, dişlerimizi fırçalarken, bulaşıkları yıkarken suyumuzu boşa akıtırsak su israfı yapmış oluruz. Ve de derelerimiz, kuyularımız, doğal su kaynaklarımız yok olabilir. Söylediklerimi dikkate almazsanız hem insanların hem hayvanların hem de bitkilerin ölüm oranları çok fazla olur, dünya çöl iklimine dönüşür

Emine Köroğlu Gültekin - Satılmışoğlu Şükrü Sever İlkokulu Tepebaşı/ Eskişehir
Öğrenci Beril G.

Demiş ve eklemiş Bilge Dede;Keloğlan,iki mevsim üst üste kurak geçti.Ama insanlar buna aldırmadan suyu bol bol kullandılar ve israf ettiler.Sonunu düşünmediler.Sonunda dereler çekildi, göller kurudu.Doğal su kaynaklarımız tükendi.Ağaçlar,çiçekler ve bahçeler yavaş yavaş hepsi sararıp soldu.Tüm hayvanlar ve köylüler hepsi perişan haldeymiş.Kendilerine içecek su bile bulamamışlar.Susuzluktan tüm canlılar bitkin düştü.Keloğlan ve köylüler bu duruma çok üzüldüler.

Sevim Akdoğan/Mustafa Kemal Paşa İlkokulu Küçükçekmece, İstanbul
Öğrenci Berkay H.

Bir an önce bu duruma çare bulmaları gerekiyordu. Yoksa hayatlarının geri kalan kısmını susuz geçirmek zorunda kalacaklardı. Susuz kalmak bir çok zorluğu beraberinde getirecekti. Köylünün geçim kaynağı olan bahçelerde kuruyup gidecek ve ağaçlar meyvelerini veremeyecekti. Hayvanlar, insanlar ve bitkilerde dahil susuz zor bir hayat geçirecekti. Suyun önemini bu kötü duruma gelene kadar kimse önemsememiş ve dikkate almamıştı.

Mustafa Geçit Sultan Alparslan İlkokulu Küçükçekmece İstanbul
Öğrenci Rüzgar G.