MEV BASINKÖY
KÜLTÜR- SANAT
KÜLTÜR- SANAT
CEMAL SÜREYA ÖZEL SAYISI
Dijital dergimizin ilk sayısından tüm okurlarımıza merhaba!
Dergimiz okulumuzun kültür- sanat etkinliklerini sayfalarında ağırlayacak, belirli gün ve haftalarla ilgili çalışmalara yer verecek ve aylık temalar, röportajlar ile evde geçirdiğimiz bugünlerde bizleri bir araya getirmeye çalışacak.
Katkılarınız ve desteğinizle uzun soluklu bir yolculuk olacağına inanıyoruz ve ilk adımımızı atmaktan mutluluk duyuyoruz.
Dergimiz okulumuzun kültür- sanat etkinliklerini sayfalarında ağırlayacak, belirli gün ve haftalarla ilgili çalışmalara yer verecek ve aylık temalar, röportajlar ile evde geçirdiğimiz bugünlerde bizleri bir araya getirmeye çalışacak.
Katkılarınız ve desteğinizle uzun soluklu bir yolculuk olacağına inanıyoruz ve ilk adımımızı atmaktan mutluluk duyuyoruz.
Değerli MEV'liler,
Kurumsal olarak dijital çağın gereklerini yerine getirmeye daima özen gösterdik. Çağı yakalamaya hatta çağın önüne geçmeye çalıştık. 2020 yılının salgın süreciyle tüm yerleşik düzenler altüst oldu. Eğitim sistemi inanılmaz bir hızla değişti, evrildi. Biz bu dönüşüme hazırdık. Yöneticilerimiz, öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, çalışanlarımız eğitim teknolojilerini kullanıyordu. Salgın sürecinde uzaktan iş birlikli çalışma uygulamalarını daha da etkili kullanmaya başladık.
MEV Kültür Sanat dergisi tamamıyla öğrencilerimizin ürünüdür. Seçkiden tasarıma, akıştan içeriğe öğrencilerimizin emeği, göz nurudur. Derginin tasarımında kullanılan yazı karakteri de yine onların ince fikirlerinin ürünüdür. Disleksi adlı okuma sorununa dikkat çekebilmek amacıyla uluslararası kabul görmüş "opendyslexic" yazı karakteri kullandılar. Öğrencilerimizin salgın sürecinde dijital platformlar üzerinden yaptıkları, belgesellerle zenginleştirilmiş bu duyarlı çalışma ile gurur duyduk. Hazırlık sürecinden itibaren keyifle izlediğimiz bu çalışmadan sizlerin de bizim kadar keyif almanızı umuyoruz.
Keyifli okumalar
Kurumsal olarak dijital çağın gereklerini yerine getirmeye daima özen gösterdik. Çağı yakalamaya hatta çağın önüne geçmeye çalıştık. 2020 yılının salgın süreciyle tüm yerleşik düzenler altüst oldu. Eğitim sistemi inanılmaz bir hızla değişti, evrildi. Biz bu dönüşüme hazırdık. Yöneticilerimiz, öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz, çalışanlarımız eğitim teknolojilerini kullanıyordu. Salgın sürecinde uzaktan iş birlikli çalışma uygulamalarını daha da etkili kullanmaya başladık.
MEV Kültür Sanat dergisi tamamıyla öğrencilerimizin ürünüdür. Seçkiden tasarıma, akıştan içeriğe öğrencilerimizin emeği, göz nurudur. Derginin tasarımında kullanılan yazı karakteri de yine onların ince fikirlerinin ürünüdür. Disleksi adlı okuma sorununa dikkat çekebilmek amacıyla uluslararası kabul görmüş "opendyslexic" yazı karakteri kullandılar. Öğrencilerimizin salgın sürecinde dijital platformlar üzerinden yaptıkları, belgesellerle zenginleştirilmiş bu duyarlı çalışma ile gurur duyduk. Hazırlık sürecinden itibaren keyifle izlediğimiz bu çalışmadan sizlerin de bizim kadar keyif almanızı umuyoruz.
Keyifli okumalar
Hüznün Kuşları
ben bütün hüzünleri denemişim kendimde
canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını
bir bir denemişim bütün kelimeleri
yeni sözler buldum seni görmeyeli
kuliste yarasını saran soytarı gibi
seni görmeyeli
kasketim eğip üstüne acılarımın
sen yüzüne sürgün olduğum kadın
kardeşim olan gözlerini unutmadım
çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat
sen tutar kendini incecik sevdirirdin
bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa
şanssızım diyemem kendi payıma
hain bir aşk bu kökü dışarda
olur böyle şeyler ara sıra
olur ara sıra
Cemal Süreya’nın “Hüznün Kuşları” adını taşıyan bir şiiri yoktur. Mazhar Alanson, Süreya’nın beş farklı şiirini (Ülke, Aslan Heykelleri, Uçurumda Açan, Bu Bizimki, Dikkat Okul Var) derleyip bu şarkının sözlerini oluşturmuştur. Ben de sizler için bu güzel şarkıyı seçtim.
Yakup ERDOĞAN
Okul Müdürü
ben bütün hüzünleri denemişim kendimde
canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını
bir bir denemişim bütün kelimeleri
yeni sözler buldum seni görmeyeli
kuliste yarasını saran soytarı gibi
seni görmeyeli
kasketim eğip üstüne acılarımın
sen yüzüne sürgün olduğum kadın
kardeşim olan gözlerini unutmadım
çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat
sen tutar kendini incecik sevdirirdin
bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa
şanssızım diyemem kendi payıma
hain bir aşk bu kökü dışarda
olur böyle şeyler ara sıra
olur ara sıra
Cemal Süreya’nın “Hüznün Kuşları” adını taşıyan bir şiiri yoktur. Mazhar Alanson, Süreya’nın beş farklı şiirini (Ülke, Aslan Heykelleri, Uçurumda Açan, Bu Bizimki, Dikkat Okul Var) derleyip bu şarkının sözlerini oluşturmuştur. Ben de sizler için bu güzel şarkıyı seçtim.
Yakup ERDOĞAN
Okul Müdürü
Hüznün Kuşları
ben bütün hüzünleri denemişim kendimde
canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını
bir bir denemişim bütün kelimeleri
yeni sözler buldum seni görmeyeli
kuliste yarasını saran soytarı gibi
seni görmeyeli
kasketim eğip üstüne acılarımın
sen yüzüne sürgün olduğum kadın
kardeşim olan gözlerini unutmadım
çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat
sen tutar kendini incecik sevdirirdin
bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa
şanssızım diyemem kendi payıma
hain bir aşk bu kökü dışarda
olur böyle şeyler ara sıra
olur ara sıra
Cemal Süreya’nın “Hüznün Kuşları” adını taşıyan bir şiiri yoktur. Mazhar Alanson, Süreya’nın beş farklı şiirini (Ülke, Aslan Heykelleri, Uçurumda Açan, Bu Bizimki, Dikkat Okul Var) derleyip bu şarkının sözlerini oluşturmuştur. Ben de sizler için bu güzel şarkıyı seçtim.
Yakup ERDOĞAN
Okul Müdürü
ben bütün hüzünleri denemişim kendimde
canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını
bir bir denemişim bütün kelimeleri
yeni sözler buldum seni görmeyeli
kuliste yarasını saran soytarı gibi
seni görmeyeli
kasketim eğip üstüne acılarımın
sen yüzüne sürgün olduğum kadın
kardeşim olan gözlerini unutmadım
çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat
sen tutar kendini incecik sevdirirdin
bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa
şanssızım diyemem kendi payıma
hain bir aşk bu kökü dışarda
olur böyle şeyler ara sıra
olur ara sıra
Cemal Süreya’nın “Hüznün Kuşları” adını taşıyan bir şiiri yoktur. Mazhar Alanson, Süreya’nın beş farklı şiirini (Ülke, Aslan Heykelleri, Uçurumda Açan, Bu Bizimki, Dikkat Okul Var) derleyip bu şarkının sözlerini oluşturmuştur. Ben de sizler için bu güzel şarkıyı seçtim.
Yakup ERDOĞAN
Okul Müdürü
Loading...
CEMAL SÜREYA BELGESELİLoading...
Loading...
Dilekçe
Sokağımsan
Ben anahtarı çevirdiğim zaman
Kapanan evin kapısı değil,
Senin kapın olsun açılan.
Adresimsen,
Mektuplarım doğru dürüst gelsin;
İki kişi telefonla konuşurken
Olmayalım hemen üç kişi.
Kentimsen,
Başka kentler de girsin araya;
Daha bir sevinçle katılayım,
Şenliğimsen.
Her şeyi yaz tarihimsen,
Ama her bir şeyi;
Dilimsen,
Sen de koru biraz dilliğini.
Düşüncemsen,
Kız kardeşim pencereyi açsın;
Sorguçlu bir ışık aracılığıyla
Gün yenisi dolsun içeri.
Uzat saçlarını Frigya,
Yârimsen, yurdumsan;
Söz ver Anadolu.
Sokağımsan
Ben anahtarı çevirdiğim zaman
Kapanan evin kapısı değil,
Senin kapın olsun açılan.
Adresimsen,
Mektuplarım doğru dürüst gelsin;
İki kişi telefonla konuşurken
Olmayalım hemen üç kişi.
Kentimsen,
Başka kentler de girsin araya;
Daha bir sevinçle katılayım,
Şenliğimsen.
Her şeyi yaz tarihimsen,
Ama her bir şeyi;
Dilimsen,
Sen de koru biraz dilliğini.
Düşüncemsen,
Kız kardeşim pencereyi açsın;
Sorguçlu bir ışık aracılığıyla
Gün yenisi dolsun içeri.
Uzat saçlarını Frigya,
Yârimsen, yurdumsan;
Söz ver Anadolu.
Sizin Hiç Babanız Öldü mü?
Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç hamama gittiniz mi?
Ben gittim lambanın biri söndü
Gözümün biri söndü kör oldum
Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
Söylelemesine maviydi kör oldum
Taşlara gelince hamam taşlarına
Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
Taşlarda yüzümün yarısını gördüm
Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç hamama gittiniz mi?
Ben gittim lambanın biri söndü
Gözümün biri söndü kör oldum
Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
Söylelemesine maviydi kör oldum
Taşlara gelince hamam taşlarına
Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
Taşlarda yüzümün yarısını gördüm
Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?
Küçük Anne
Küçük anne, kelepir kız,
Bir şey söyle bana,
Bana bir laf et ki binlerce,
Onbinlerce görüntü anlatamasın.
Genceli Nizami’nin dediği gibi
Taşı onunla yıkasalar
Üzerinde akik biter,
Bakışların ki..
İkinci bir parıltı var senin bakışlarında
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Küçük anne, kelepir kız,
Bir şey söyle bana,
Bana bir laf et ki binlerce,
Onbinlerce görüntü anlatamasın.
Genceli Nizami’nin dediği gibi
Taşı onunla yıkasalar
Üzerinde akik biter,
Bakışların ki..
İkinci bir parıltı var senin bakışlarında
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
İki Kalp
İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde gösterisi zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.
Kuşlar toplanmış göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde gösterisi zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.
Kuşlar toplanmış göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Bir Kış
Bir kış göğü gibi o saat alçalır ölüm,
Yalnız işitme duyusu kalır ortada.
Asya kentleri yürür dururlar,
Höyükler burnumda hızma.
Uzakta dev bir damla:Pırıl pırıl Pencap!
Tabanlarından kayıp duran sütunlar
Yitmiş bir geleceğin işaret parmakları:
Horasan uykusuna havlayan köpekler, Buhara.
Uzaklara bir bakışın vardı kafeteryada
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni
Bir kış göğü gibi o saat alçalır ölüm,
Yalnız işitme duyusu kalır ortada.
Asya kentleri yürür dururlar,
Höyükler burnumda hızma.
Uzakta dev bir damla:Pırıl pırıl Pencap!
Tabanlarından kayıp duran sütunlar
Yitmiş bir geleceğin işaret parmakları:
Horasan uykusuna havlayan köpekler, Buhara.
Uzaklara bir bakışın vardı kafeteryada
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni
İki Kalp
İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde gösterisi zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.
Kuşlar toplanmış göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde gösterisi zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.
Kuşlar toplanmış göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Afrika
Afrika dediğin bir garip kıta
El bilir alem bilir
Ki şekli bozulmasın diye Akdeniz’in
Hala eskisi gibi çizilir
Haritalarda
Afrika dediğin bir garip kıta
El bilir alem bilir
Ki şekli bozulmasın diye Akdeniz’in
Hala eskisi gibi çizilir
Haritalarda
Bir Kış
Bir kış göğü gibi o saat alçalır ölüm,
Yalnız işitme duyusu kalır ortada.
Asya kentleri yürür dururlar,
Höyükler burnumda hızma.
Uzakta dev bir damla:Pırıl pırıl Pencap!
Tabanlarından kayıp duran sütunlar
Yitmiş bir geleceğin işaret parmakları:
Horasan uykusuna havlayan köpekler, Buhara.
Uzaklara bir bakışın vardı kafeteryada
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni
Bir kış göğü gibi o saat alçalır ölüm,
Yalnız işitme duyusu kalır ortada.
Asya kentleri yürür dururlar,
Höyükler burnumda hızma.
Uzakta dev bir damla:Pırıl pırıl Pencap!
Tabanlarından kayıp duran sütunlar
Yitmiş bir geleceğin işaret parmakları:
Horasan uykusuna havlayan köpekler, Buhara.
Uzaklara bir bakışın vardı kafeteryada
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni
