Book Creator

Küçük Fidanın Büyük Hikayesi

by Fatma Kd

Pages 2 and 3 of 33

Loading...
Ben kaldırımın kenarında bir fidanım
Herkes tarafından ezilmiş bir canım
Dik durmak istiyorum dikkat edin ezmeyin o canı
Güzel hayallerim var benim, büyüyüp dünyayı yeşillendirmek isterim. 
Büyüyüp ağaç olduğum zaman çocukların gölgemde vakit geçirmelerini arz ederim.
Dallarımda kuşlar barımdırmak isterim.
Loading...
Loading...
Belki bir sincaba yuva,bir bebeğe yaşam olacağım ileride.Yaşlandığımdaysa bir oduncuya geçim kaynağı,bir ocağa ateş olacağım.Şuan umrunuzda değilim belki ama,ileride önemim büyük olacak. Lakin o zaman çok geç olacak.
Köklerimin uzamasına ihtiyacım var.Toprağa ihtiyacım var. Ne olur biri beni farketse....
Sanki yoldan geçen bir erkek çocuk sesimi duymuş gibi yanımda durdu.Bana baktı ve dallarımı okşadı.
Sonra yüksek sesle "sen burada büyüyemezsin ki!" dedi ve koşarak uzaklaştı. 
Çocuk koşarak gittikten sonra düşünmeye başladı. Düşündüklerini paylaştı. Aslında çok yanlış düşünmüşüm her insan her geldiğinde köklerini sularsa ve yeterince güneş görebilirse büyüyebilirdi hatta asırlarca yaşayabilirdi. 
Arkadaşlarına anlattı düşüncelerini ve arkadaşları da ona hakverdi.Hep birlikte küçük fidanın yanına gitmeye karar verdiler. Giderken yanlarına su almayı da unutmadılar.
Bu sırada küçük fidan kara kara düşünmeye ve çok az görebildiği güneşe doğru uzamaya çalışıyordu. Sonra kendine doğru gelen çocukları farketti. İçlerinde sarışın olanı tanıdı.Bu daha önce dallarını okşayan çocuktu.
Mutlu hissetti kendini çünkü daha önce kimse ona dokunmamış,dallarını okşamamıştı.
"Hey" dedi çocuk ona .Ben Mert.Bundan sonra sana ben bakacağım! Artık daha güzel ve çabuk büyüyeceksin dedi Mert.Bak arkadaşlarımı da getirdim yanımda.Ben olmadığım zaman sana onlar bakacaklar.
"Yaşasın! " diye içinden çığlık attı küçük fidan.Çok mutlu hissediyordu.Artık güvendeydi.Burada bu beton yığınlarının arasında solup gitmeyecekti.
Loading...
Belki bir sincaba yuva,bir bebeğe yaşam olacağım ileride.Yaşlandığımdaysa bir oduncuya geçim kaynağı,bir ocağa ateş olacağım.Şuan umrunuzda değilim belki ama,ileride önemim büyük olacak. Lakin o zaman çok geç olacak.
Köklerimin uzamasına ihtiyacım var.Toprağa ihtiyacım var. Ne olur biri beni farketse....
Sanki yoldan geçen bir erkek çocuk sesimi duymuş gibi yanımda durdu.Bana baktı ve dallarımı okşadı.
Sonra yüksek sesle "sen burada büyüyemezsin ki!" dedi ve koşarak uzaklaştı. 
Çocuk koşarak gittikten sonra düşünmeye başladı. Düşündüklerini paylaştı. Aslında çok yanlış düşünmüşüm her insan her geldiğinde köklerini sularsa ve yeterince güneş görebilirse büyüyebilirdi hatta asırlarca yaşayabilirdi. 
Arkadaşlarına anlattı düşüncelerini ve arkadaşları da ona hakverdi.Hep birlikte küçük fidanın yanına gitmeye karar verdiler. Giderken yanlarına su almayı da unutmadılar.
Bu sırada küçük fidan kara kara düşünmeye ve çok az görebildiği güneşe doğru uzamaya çalışıyordu. Sonra kendine doğru gelen çocukları farketti. İçlerinde sarışın olanı tanıdı.Bu daha önce dallarını okşayan çocuktu.
Mutlu hissetti kendini çünkü daha önce kimse ona dokunmamış,dallarını okşamamıştı.
"Hey" dedi çocuk ona .Ben Mert.Bundan sonra sana ben bakacağım! Artık daha güzel ve çabuk büyüyeceksin dedi Mert.Bak arkadaşlarımı da getirdim yanımda.Ben olmadığım zaman sana onlar bakacaklar.
"Yaşasın! " diye içinden çığlık attı küçük fidan.Çok mutlu hissediyordu.Artık güvendeydi.Burada bu beton yığınlarının arasında solup gitmeyecekti.
Loading...
Mert eline suyu alıp küçük fidanı suladı.Yapraklarındaki tozları temizledi.
Mert'in arkadaşları ise küçük fidanın çevresindeki çöpleri aldılar,azıcıkta olsa olan toprağı havalandırdılar.
Mert arkadaşlarına ; yaptıklarımız doğrumu acaba? Bu küçük fidanın daha iyi büyümesi için başka neler yapabiliriz biliyor musunuz? diye sordu.
Arkadaşları Mert'e olumsuz gözlerle baktılar .
Mert'in arkadaşlarından biri; "Bu konuda pek bir bilgim yok ama daha bilgili olan birine sorabiliriz belki".dedi.Sonra yoldan geçen bir teyzeye; "iyi günler teyze acaba bu küçük bi fidanın büyümesi için neler yapmalıyız?" dedik.Bir süre sonra teyze; "Yapmanız gerekenleri yapmışsınız fakat her ağaç da insanlar gibi sevgi ister. Sevgide gösterin!" dedi.
"Artık hayallerimi kurarken yalnız olmayacağım, benim de boynum dim dik olacak. Sizinle birlikte çocuklar, birlikte büyüyüp nice canlılara yaşam için umut olacağız." diye geçirdi içinden küçük fidan.
Çocuklar önce teyzenin ne demek istediğini anlamadılar , bir ağaca nasıl sevgi gösterilirdi ki ?
Teyze açıklamaya başladı; "Onunla konuşun,sohbet edin ona dertlerinizi anlatın gerçek bir dost olun o küçük fidanla."
Bu seferde çocukların aklına şu soru takılmıştı,bir ağaçla nasıl sohbet edilebilirki?
Mert yardım almak için babannesinin yanına gitti ve "babanne bir tane teyze bana fidanla dost olmam gerektiğini söyledi.Ama nasıl yapacağımı bilmiyorum.Bana yardım edebilir misin "diye sordu. Babaannesi yüzünde tatlı bir gülümsemeyle "Gel fidanın yanına gidelim" dedi. Mert babannesini minik fidanın yanına götürdü. "Çocuklar,fidanın büyümesi ve gelecek nesillere fayda sağlaması için elinizden geleni yapıyorsunuz ve ben buna çok mutlu oldum." dedi.
"Şimdi yapmanız gereken fidana sevginizi göstermeniz,peki bunu nasıl yapabilirsiniz biliyor musunuz?" diye devam etti."Mesela ona hayallerinizi anlatın,yanında toplaşıp kitap okuyun,fotoğlar çekinip anılar saklayın ve ona gerçekten sevginizi hissettirerek yaklaşın."
Bundan sonra ona bakacak bir değil daha fazla kişi vardı.Mutlu olmuştu.ilerde Mert'in bu iyiliğini unutmayacak.Orada oturan insanlara gölge olacaktı."Artık çok mutlu bir fidanım. Çok iyi bir şekilde büyüyüp yılları atlatacağım ve kocaman bir ağaç olacağım iyiki beni koruyan bana bakabilecek çocuklar var "dedi.Mert ve arkadaşları bunu duyunca çok mutlu oldular.
Hep birlikte fidanın yanında fotoğraflar çekildiler, oyunlar oynadılar, kitap okudular. Fidanın mutlu olduğunu hissedebiliyorlardı. Artık geriye kalan ona iyi bakmak ve iyi hissetmesini sağlamaktı.
Arkadaşlarının sevgisiyle yıllar geçti o küçücük fidan kocaman bir ağaç oldu.
Şimdi ise birlikte büyüdüğü arkadaşlarının çocuklarının oyun oynayıp yorulduklarında veya kitap okuyup dinlenmek istediklerinde sırtlarını dayadıkları bir ağaç oldu.
Büyüdü kocaman bilgili bir ağaç oldu birlikte büyüdüğü arkadaşlarından asla ayrı kalmadan 4 mevsimi birlikte geçirdiler. O küçücük ağaçtan eser kalmadı sihirliydi sanki sadece yazın ve ilkbaharda değil her mevsim çiçek açıyordu. Oradan geçen kimse gözünü alamıyordu geçen herkes büyüleniyordu sanki , o ağacı bilmeyen insan yoktu başka şehirden bile geliyorlardı o ağacı görmeye sanki bir şarkıcı gibi ünlenmişti, yanına ne yazarlar geldi onu anlatan kitaplar çıkardılar.
Benim bir sahibim olacak her gün gelip sulayacak dallarımın altında gölgelenecek. 
Bir sahibinin olmasını heyecanla bekliyordu.Hayallerini gerçekleştirmesine dakikalar kalmıştı sanki.
Mert arada sırada ziyarete geliyordu.Arkadaşlarıyla orada oyun oynuyor,orada kitap okuyorlardı.Küçük fidan çok sevinçliydi. Şimdi dallarını okşayan çocuklara ilerde bir gün o dallar o çocuklara gölge olacaktı.Büyüyen dallar ile birlikte bizde büyüyüp bizde çocuklarımız ile o dalların altında güzel vakit geçireceğiz ve artık yeni bir sahip bulmuştu kendine.Sahibi onu hergün suluyordu.Çok seviyordu onu.
Sahibi ona her gün sulamaya devam etti yıllar sonra fidan onun yaptığı iyiliği unutmayıp ona iyiliğin karşılığını verdi.Ağaç karşılık olarak ona elma verdi bu elmalar çok güzel elmalardı kıpkırmızı tadı çok güzel elmalar.
Gölgemde oturup güzel hayaller güzel gelecekler pilanlamaız için cömertce dallarımı gökyüzüne uzatacağım. O dallarla kuşlara yuva olurum.
Her gün etrafını çocuklar sarıyordu.Her gün yeni bir kuş dallarına yuva yapıyordu.O ağaç ve o kuşlar sokağa bir renk katıyor ve o ağacı gören herkesin yüzünde bir tebessüm bırakıyor, etrafına mutluluk saçıyordu.
Gerçekten oluyor muydu küçük bir fidanken düşündüğü hayalleri gerçekten oluyordu. Gerçekten bir fidan olmak çok zor.Buradan alınıp başka bir yere dikilmemi rica ederim.Ve o anda bir çocuk ağlayarak önüme oturdu ve sırtını bana yaslaı.O anda bir şeyler fısıldandığını duydum.Çocuk şöyle diyordu;Keşke senin gibi büyüyüp hayallerimi gerçekleştirebilsem hemen ama zaman gerekiyordu çok küçüktü o hayaller elbet bir gün gerçekleşecekti ama zaman...çocuğun halinden anlıyordu bir zamanlar o da küçüktü.Çocuğa yardım etmek istiyordu.
Ona hayal kurmayı öğretmek istiyordu. Belkide hayal kurmayı öğrettiği zaman...
Yaşantıları yada geçirdikleri güzel dakikalar farklı olabilirdi ya da hayata farklı bakardı belki? Hayatın tadını çıkarmaya çalışırdı elbet hayal kursaydı.Hikaye bu ya bizim ünlü ağacımız bu çocuğa hayallerini önemsetmeye gelmişti dünyaya.sonra çocuğu arkadaşları çağırdı.Çocuğun adının Salih olduğunu öğrendi.
Çocuk yoksul görünümlüydü,pantolonun dizi yırtıktı ve üstü kirliydi.Ama ağaç için tabiki de bu önemli değildi.O çocuğa hayal kurmayı öğretmeye gelmişti.Onun için tek önemli şey vardı her çocuk özeldi ve çocuklar hayal dünyasında yaşamalıydı.
Belkide ağacın böyle düşünmesinin sebebi çocuk ruhlu olmasıydı,
Çocuklara birşey öğretebilmenin mutluluğuyla hayata tutunuyordu,
Belkide ağacın tek istediği çocukların mutlu olmasıydı...
Çocuklarla olduğunda kendini bambaşka yerlerde buluyordu.Onlar mutlu olduğunda o da mutlu oluyordu,onlar üzüldüğünde o da üzülüyordu.Ağaçta bir çocuk gibi düşündü tüm gün boyunca vaktini geçirdi o güzel insanlarla. Bir öğretmen gibi öğretti onlara hayal kurmayı, düşünmeyi söyledi, götürdü onları ayrı dünyalara.
Mert ondan sonra hemen su getirdi ve küçük fidanı suladı küçük fidan çok sevindi.Sanki içinde kelebekler uçuşuyormuş gibi,sanki dünya o an daha güzel daha masummuş gibi geldi ona..
"Ezilmeden,zarar görmeden güzelce büyümek istiyorum.Bir canlıya belki yuva belkide yazın sıcakların da serin bir gölge.Hatta doğaya oksijen olmak istiyorum." Dedi ve yanında oynayan çocukları,oturup muhabbet eden insanları birkez daha dikkatli olmaları gerektiğini söyledi. Artık insanlar daha dikkatli oluyordu.
PrevNext